Yapılan araştırmalara göre, orta yaşın üstündeki kişilerde sürekli artan depresyon belirtileri, demans hastalığının erken habercisi olabilir.Kronik depresyon gibi diğer semptom şablonlarının ise hastalıkla bağlantısı görülmedi.
Orta yaşın üzerindeki kişilerde depresyonun nasıl ilerlediğini ve risk faktörleriyle nasıl bir ilişkisi olduğunu inceleyen Hollandalı araştırmacılar, kötüye giden depresyonun, hastalık başlangıcının sinyalini veriyor olabildiğini açıkladılar.
The Lancet Psychiatry Dergisi’nde yayınlanan araştırmada, 55 yaşın üzerinde 3 binden fazla Hollandalı katılımcı yer aldı. Çalışmanın başlangıcında bütün katılımcılarda depresyon vardı fakat demans belirtisi yoktu.
Roterdam’daki Erasmus Üniversitesi Tıp Merkezi’nden Dr. Arfan İkram, zamanla sürekli artan depresif semptomların, depresyonun diğer seyir şablonlarına göre, daha sonra ortaya çıkacak demans için belirgin biçimde öngörücü nitelikte olduğunu söyledi. İkram “Depresyon ve demans, altta yatan ortak bir sebebin semptomları olabilir veya artan depresyon semptomları, orta yaşın üstündeki yetişkinlerde demans spektrumun başlangıç noktası olabilir.” dedi.
Katılımcılarda sadece, depresyon semptomları zamanla artan 255 kişilik grubun demans riskinde artış gözlendi. Risk altındaki gruptaki her 5 kişiden birinde (255 kişi içinde 55 kişi) daha sonra demans hastalığı ortaya çıktı.
Depresyon semptomları azalan, tamamen ortadan kalkan veya aynı kalan diğer katılımcıların demans riskinde ise artış gözlenmedi. Örneğin, düşük düzeyde fakat stabil depresyon belirtileri gösterenlerin yaklaşık yüzde 10’unda daha sonrasında demans ortaya çıktı.
Önleme Stratejileri?
Araştırmaların ortaya koydu bağlantıya rağmen, depresyonun demans riskini nasıl arttırdığı ise hala tam olarak bilinmiyor. Demans ve depresyon genelde bir arada bulunuyor ancak Hollandalı araştırmacıların yaptığı çalışma, risk düzeyini öngörebilmek için öncelikle depresyonun seyrine bakmak gerektiğini gösteriyor.
(Avustralya) Sidney’deki New South Wales Üniversitesi Sağlıklı Beyin Yaşlanması Merkezi’nde çalışan Dr. Simone Reppermund, depresyon ve demans arasındaki ilişkinin doğasının tam olarak anlaşılabilmesi için bu alanda daha fazla çalışma yapılması gerektiğini söyledi. Reppermund, çalışmanın yayınlandığı dergideki yazısında “Fiziksel aktivite, sosyal yaşam, kalp hastalıkları gibi biyolojik risk faktörleri, sinir inflamasyonu, yüksek stres hormonu ve nöropatolojik değişiklikler gibi yaşam biçimine dair faktörlere daha fazla odaklanmak, tedavi ve önleme stratejilerine bizi bir adım daha yaklaştırabilir.” dedi.
Depresyon, kişiden kişiye çok büyük farklılıklar gösterebilir. Bazıları depresif semptomları küçük çaplı tecrübe ederken, bazılarında depresyon ortadan kalkıp sonradan tekrar nükseder, bazıları ise sürekli depresiftir. Birleşik Krallık Alzheimer Araştırma Merkezi direktörü Dr. Simon Ridley, bu durumlardan birini yaşayan birinin mutlaka profesyonel yardım alması gerektiğini ifade ederek “Bulgular bize, düşük seviyede veya dalgalı seyir halindeki depresyonun demans riskini etkilemiyor olabileceğini gösteriyor ancak kötüye giden depresyon ve artan depresif semptomlar özellikle 55 yaş üstü grup için Alzheimer’ın erken habercisi olabilir.” dedi.